6 Ağustos 2007 Pazartesi

İŞTE HUZURLARINIZDA WAFFLE...


Bu enfes wafflenin tarifini daha önceden sizlerle paylaşmıştım. Beşiktaş maçının üzüntüsünü unutturmak için sevgili eşime waffle yaptım ve gerçekten de işe yaradı.
Önceki tarifte meyve ve dondurma ile servis yaptığım tatlının bu sefer arasına çikolata sürüp, biraz dondurma eşliğinde servis yaptım. Gerçekten muhteşemdi...
Ayrıca bugün biricik arkadaşım Gülden'in doğum günü. İyi ki doğdun bitanem. Tüm dileklerin gerçek olsun. Keşke burda olsaydın, sana kendi ellerimle pasta yapsaydım...

3 Ağustos 2007 Cuma

GÜNBATIMINDA BENDEN İZLER...


Sadece denemek istedim...

KONUŞMAK İSTEYİP YORUMSUZ KALDIĞIMIZ AN...

Aşkların en umut dolu olduğu...
Kırmızının en masumunun yakalandığı...


Kahvaltıların en deniz kokanı...



Kahvenin görsel şölene dönüştüğü...


Mantarın en parlaklaştığı...





"Şimdi keşke orada olsaydım" dedirten an...



RUHUM NEREDE KALDI? YİNE GEÇ KALDI!


Bir yerlerde böyle güzel günbatımları yaşanır, ama biz diğer yerlerdeyiz...Güzel bir tatilin ardından yine sizlerle birlikteyim... Her ne kadar ruhum oralardan dönmeye çalışsa da vücudum buralarda geziniyor.


Böyle güzelliklerin anlamı, yalnızken bile doyumsuz olurken yanınızda bir de ruhunuzun eşi varsa uçuyorsunuz göklerde, ta yukarlardan seyrediyorsunuz her zaman göremediğiniz manzaraları.


Ah Gümüşlük! diyebiliyorsunuz şimdi sadece. O güzelim saf zeytinyağına, evde hazırlanmış reçele ekmeğinizi banarak yaptığınız kahvaltıları, Celep Ali'nin Yeri'nde tattığınız kaşarlı mantarları deniz kokusu eşliğinde yemenin tadı için bir "ah" daha çekiyorsunuz. Peki Gümüşlük'lü teyzelerimizin yaptığı elmalı kurabiyelerin rüzgarlı tadını...


Ya sabahları denizin sessizliği, motorların ince sesi, balıkçıların telaşı...Akşamları denizin içine saklanan güneşin buruk neşesi...
Müziksiz restoranlarda buluyorsunuz kendinizi, muhabbetin en tatlısını. İşte o zaman anlıyorsunuz meğer ne çok engelmiş hayat telaşı, gürültüsü iç sesinizi, sevdiğinizin sesini duymanıza...


Ardından Gökova...Azmakların en güzeli, suların en yeşili...Huzurun en bilinmeyeni...Balığın en tazesi...
Şimdi yapılacak ne var sırada? İlk fırsatta kendini Gümüşlük'e atmak, gidilemese de Akyaka'yı hayal etmek!
Düşünüyorum sessizce, acaba oralarda başka mı yaşanır üzüntüler, sevinçler ve aşklar...
Akşamlar başka, sabahlar yine bambaşka mı yaşanır? Ya kirli dumanları çekmeye alıştığımız ciğerlerimiz ne yapar? Çekebilir miyiz bunca bol oksijeni içimize?
Aşkınla olmak güzel, boş telaşlardan, stresten sıyrılıp aşkı Ege'de yaşamak bir başka güzel...