Ayakların yerden kesiliyor, uzanıyorsun yıldız dolu gökyüzüne, başın sevdiğinin göğsünde. Huzur buluyorsun, inanamıyorsun ankara'nın göbeğinde bulutlarla dansına. Sevdiğin adamın ayakları yorulana kadar, salıncağa güç veriyor...
Ayakları yorgun düşüyor, dualar ediyorsun sevgimiz yorgun düşmesin diye. Şükrediyorsun tanrıya, verdiği saadet için, huzur dolu omuz için, gülümseyen gözler için...
Böyle güzel bir doğum günü yaşadım büyülü şehrimde, varmak için uzun yollar katettiğim şehrimde. Tüm dünya silindi gözümden, yalnızca o ve ben vardık bulutların değdiği salıncağımızda, salıncağımızın uçtuğu büyülü şehirde. Tüm alışkanlıklarımızı tepip, alışamadıklarımızı tadarken, hayaller kurduk hayalimizdeki yerde, zamanda...Tüm sıkıntılarımızı ittik elimizin tersiyle taa uzaklara, setler gerdik gözlerimizle önlerine ki bir daha gelemesinler diye.
Belki çok uzak şehirlerden geldik ikimizde, ama bir o kadar yakındı ruhlarımız birbirine. Bunca zaman onlara ne kadar da sıkıntı çektirmişiz diye düşündüm bir an. Öyle ya, ruhum eşini bulana kadar üzüntülü saatler geçirmiş olmalıydı, ama şimdi ne kadar da mutluydu, bana minnet borçlu olduğunu düşündüm ona eşini verdiğim için.
Biz başardık, tüm gözlere, sözlere inat başardık hayallerimizi yaşamayı. Kolay değildi, ama şimdi kolay geliyor. Nasıl mı? Yanıtı da çok kolay, yalnızca sevdik. Belki emek istiyor, fedakarlık istiyor, tırnaklarınızın kanaması gerekiyor ama bir sevdin mi, her şey kolay geliyor, gerisiyse kimin umrunda!...