19 Mart 2008 Çarşamba

GÜZEL BİR CUMARTESİ SOFRASI...


Haftasonu üniversiteden arkadaşlarla buluştuk ve sevgili arkadaşım Zeynep'in evinde toplandık. Eski günleri yadetmek, gelecek umutlarından söz etmek ve bunların yanında arkadaşlarımın çocuklarından konuşmak (hatta sevgili Nazife'nin minik oğlunun güzelliğini seyretmek) ve Zeynep'imin bizim için bolca zahmet harcayarak hazırladığı harika lezzetlerinden tatmak son derece keyif vericiydi. Ellerine sağlık canım, gerçekten "döktürmüşsün:)" yine...
Neler mi vardı sofrada? Kremalı Elma Tatlısı, Sütsüz Kek, Gül Tatlısı, Zeytinyağlı Yaprak Sarması ve Kuru Biber Dolması, Lahana Salatası, Karnıbaharlı Sebze Salatası, müthiş bir Pizza ve Mercimek Köftesi...Soframızdaki en önemli şey de sıcacık muhabbetti...
Tüm bu güzel lezzetlerin tarifleri, çok yakında sevgili Zeynep'ten alınacak ve sizlerle paylaşılacak...

11 Mart 2008 Salı

ŞUBAT AYINI ATLADIK MI NE?


Her ne kadar Sevgililer Günü'nü yaşadığımız şubat ayını boş geçmiş bile olsam, bu süper pastayı sizlerle paylaşmadan edemem. (keşke bir tepsiye koyup da fotoğraflasaydık dimi:))
Umarım yalnızca özel günlerde değil, her gün kalbinizin derinliklerinde sevgisini hissettiğiniz, yanınızda değilken, kendinizi "yarım kalmış" hissettiğiniz bir aşkınız vardır yaşamınızda...
İllaki eşiniz yada sevgiliniz olması gerekmiyor, anneniz, babanız, kardeşiniz yada bir dostunuz, hepsi de yokluklarında özlem duyduğunuz aşklarınız olabilir. Sevgiyle kalın...

HADİ GİDİYORUZ...
















Benim sevgili miniklerim Coşkun ve Deniz'in objektifinden mini bir geziye(bizim köye doğru) ne dersiniz?


Ankara'nın o soğuk günlerinde çok özledim biliyor musunuz oraları? İklim olarak çok sıcak olduğunu söyleyemesem de, insanı ne kadar ısıtabildiğini fotoğraflardan da anlamışsınızdır zaten. Tabi çıtır çıtır yanan sobanın arkasında kıvrılıp uyumak var bir de...Hele hele karanlıksa ve odanız sobanın aleviyle aydınlanıyorsa, odunların çıtırtısı ninniniz oluyorsa...




UZUN BİR ARADAN SONRA...











Farkındayım, uzunca bir süredir hiç birşey yazamadım. Ama nedense hep aklımda bir şeyler varken, parmaklarım klavyeye gitmedi. Önce sağlık sorunlarım, sonra da yoğun geçen günlerin temposu alıkoydu beni diyebilirim. Aslında bu süre içinde çok da güzel lezzetleri keşfettim, ama fotoğraflama imkanım olmadı. Son bir kaç güne sığdırılmış olanları paylaşmak istedim.
Annemin zeytinli ve peynirli açmaları ve benim tırtıl kurabiyelerim...
Tariflerini ise yakında yayınlayacağım...

9 Mart 2008 Pazar

21 Ocak 2008 Pazartesi

YİNE BAŞLADI ÖZLEM...

Ah ya... Ne güzel bir haftasonuydu. Çok uzun zamandan beri geçirdiğim en güzel hafta sonlarından biriydi. Benim için çok özel bir insan olan, kuzenden öte, arkadaş, arkadaştan öte biriciğim olan Binnur'um geldi hafta sonu sevgili eşiyle birlikte. Öyle güzel vakit geçirdik ki! Hafta sonumuzu güzelleştirdiler, rüya gibi yaşattılar ve gittiler. Ve ben bu sabah uyandığımda rüya gördüğümü düşündüm.

Yeterince sarılamadığımı düşündüm Binnuruma, özlem gideremediğimi düşündüm. Yetmezdi çünkü iki gün bizim özlemlerimizi, sevgilerimizi sığdırmaya. Çünkü öyle yoğun yaşıyoruz ki duygularımızı...

Teşekkür ederim ailemizin yeni üyesi Ertan. Geldiniz ve bizi mutlu kıldınız, tıpkı yıllardır ailemizin içindeymişsiniz gibi dostluk yaşattınız, bir çok eş gibi davranmayıp kuzenleri buluşturduğunuz için teşekkür ederiz. Kuzenimle mutluluğunuz daim olsun...Benim kuzenime de senin gibi bir eş yakışırdı zaten...

Sevgili Binnur'um... İyi ki varsın, sana doyum olmuyor gerçekten. Keşke daha uzun zamanlarımız olsa birlikte geçirebileceğimiz, keşke aynı şehirde yaşasak...

Eller sallandı giden otobüsün ardından, buruk duygular yaşandı bir sevinçten, bir üzüntüden...Bir hoşçakal sesi geldi yürekten, tekrar kavuşmak içindi tüm veda sesleri...

Ve sevgili Rabbim, sana şükürler olsun bana böyle güzel duygular yaşattığın için, bu duygunun adı"özlem" bile olsa özleyeceğim insanları bana verdiğin için teşekkür ederim.